Yüz Estetiği
Yüz Estetiği Çeşitleri
Yüzünüzde yaptırmak istediğiniz işlemleri danışmanlarımız sizinle görüşerek en doğrusuna karar vermenize yardımcı oluyor. Dudak, Burun, Cilt, Boyun, Yanak, Göz gibi önemli estetik operasyonlarınızda sizin için en doğrusuna karar vermenize yardımcı oluyoruz.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Nedir?
Burun estetiği, ya da diğer adıyla rinoplasti burun şeklini değiştirmek amacıyla yapılan cerrahi operasyonlara verilen isimdir.Burun estetiği yaptırmanın nedenleri arasında bir yaralanmadaki deformitelerin onarılması, veya doğum kusurunun düzeltilmesi için burnun fiziksel görünümünü değiştirmek ya da bazı solunum güçlüklerinin iyileştirerek, nefes almayı kolaylaştırmak bulunmaktadır. Bazı vakalarda hem solunum güçlükleri hem de fiziksel görünüm rinoplasti seçeneğinin tercih edilmesinin arkasındaki nedenler arasında yer alabilir.
Burun Ameliyatı nasıl yapılır?
Rinoplastinin sıralı bir dizi aşaması yoktur. Her operasyon, ameliyat olan kişinin kendine has anatomisi ve hedefleri için kişiselleştirilir. Ameliyatın ne kadar karmaşık olduğuna göre ameliyat sedasyonlu lokal anestezi veya genel anestezi veya gerektirebilir. Bu karar operasyon öncesinde verilecektir. Sedasyonlu lokal anestezi genellikle ayakta tedavi sürecinde kullanılır. Etkisi vücudun belirli bir bölgesi ile sınırlıdır. Sağlık ekibi burun dokularına ağrı kesici bir ilaç enjekte eder ve intravenöz (IV) bir hattan damara enjekte edilen ilaçlarla yatıştırır. Bu kişiyi uyutmaz ama uykulu bir hale sokar. Genel anestezi sırasında ise ilaç, yani anestezik, solunum yoluyla veya göğüsteki bir damara yerleştirilen IV hattı yoluyla alınır. Genel anestezi tüm vücudu etkiler ve ameliyat sırasında bireyin bilinçsiz kalmasını sağlar.
Burun Estetiği için Kaç Gün Ayrılması Gerekir?
Ameliyattan sonraki ilk 24 saat burnunuzu şiş ve ağrılı hissetmeniz doğaldır. Bu şikayetlerin giderilmesi için size ilaç verilecektir. İlk günlerde gözünüzün etrafındaki morluk ve şişlik artacak, 2 ve 3. günlerde ise en üst seviyeye ulaşacaktır. Soğuk uygulama şişlik ve morluğun giderilmesinde yarar sağlayabilmektedir. Genelde 2 hafta içinde ise bu şikayetlerin çoğu ortadan kalkmaktadır. (Bazen çok belirgin olmayan şişlikler birkaç ay sürebilir, ancak bunu sadece doktorunuz fark edebilir) Ameliyattan sonraki ilk 1-2 gün burundan kanlı sızıntı olması doğaldır. Birkaç hafta süreyle burun tıkanıklığı devam edebilir. Doku iyileşmesini bozmamak adına bu süre boyunca burnunuzu kuvvetlice temizlemekten, sümkürmekten kaçınmanız gerekir. Bu dönemde sigara, alkol ya da ağır aktivite kesinlikle yasaktır. Banyo ise ılık suyla olması şartıyla serbesttir.
7 – 10 gün arasında burnunuzu destekleyen tüm dikişler ve burnunuzu destekleyen atel alınacaktır.
Bu günden sonra işinize ya da okulunuza dönebilirsiniz. Yine de tam performansınızı gösterebilmeniz için birkaç hafta geçmesi gerekebilir.
Ağır ve yorucu bedensel faaliyetlerden 2-3 hafta süreyle kaçınmalısınız.
Burnunuza gelebilecek her türlü darbeden uzak durmalısınız.
Yüzünüzü yıkarken, saçınızı tararken ve makyaj yaparken dikkatli olmalısınız.
Eğer lens kullanıyorsanız, hemen kullanmaya başlayabilirsiniz ancak gözlük kullanmaya yaklaşık 2 ay sonra başlayabilirsiniz.
Kepçekulak Ameliyatı (Otoplasti) Nedir?
Otoplasti aslında kelime anlamında da olduğu gibi kulak estetiği demektir. Kulak kepçesi yani aurikulanın yeniden şekillendirilip daha doğal ve estetik hale getirilmesi işlemidir. Birçok ameliyat tekniği ve yöntemi mevcuttur. Sayılı cerrahlar tarafından başarı ile yapılabilmektedir.
Kepçekulak Ameliyatı (Otoplasti) Kimlere Yapılır?
Otoplasti kulak şeklinden memnun olmayan herkese yapılabilir. Hastaları rahatsız eden kulak büyüklüğü, ve kepçe olması (antiheliks yokluğu ya da zayıflığı ve kavum konka hipertrofisi ) gibi patolojiler çeşitli otoplasti teknikleri ile doğal ve hastayı memnun edici sonuçlar elde edilebilir. Özellikle okul öncesi çocuklarda ortalama 5 yaş en ideal zamandır. Okulda kepçe kulağın dalga konusu olması çocuk psikolojisini oldukça olumsuz etkilemektedir.
Kaş kaldırma ameliyatı; zamanla sarkan ve görünümü değişen kaş bölgesinin çeşitli yöntemlerle kaldırılması ve eski görünümüne kavuşturulması işlemine verilen isimdir. Yaşlanma sürecinde ilk kırışan ya da görünümü değişen yerler alın ve kaş bölgesidir. Kaş düşüklüğü giderilebilen bir sonuç olduğundan, kaş kaldırma estetiği gibi uygulamalar ile giderilebilir. Yaş ilerledikçe, yüzün belirli bölgelerinde düşme, sarkma ve kırışıklık gibi istenmeyen sonuçlar da görülebilir. Kaş kaldırma ameliyatı ile kırışan çatık kaş çizgileri, alnın düşmesiyle baskı gören kaşların eski formuna sokulması ve burun hattınızın daha uzun görünmesi sağlanır. Genç ve orta yaş grubu hastalarda kaş kaldırma estetiği tek başına yeterli olabilirken, ilerleyen yaşlarda buna göz kapağı estetiği, alın ve şakak germe de eklenebilmektedir.
Kaş Düşüklüğü İçin Ne Yapmalı?
Yaşın ilerlemesi ile birlikte kadınlarda ve erkeklerde kaş düşüklüğü yaşanabilir. Kaş düşüklüğü probleminin en hızlı ve pratik çözümü ameliyatsız kaş kaldırma işlemidir. Kaş düşüklüğü tedavisinde kullanılacak yöntem doktorun ön muayene yapmasından sonra hangi işleme uygun olduğuna kişi ile birlikte ortak karar vermesi ile ilerlenen bir süreçtir. İp ile kaş askılama yöntemi eriyebilen ipler ile yapılan ve yapıldığı anda sonucu görülebilen bir işlemdir.
Kaş Kaldırma Ameliyatlarının Yapılma Nedenleri
Kaşlar ve kaşların altında yer alan dokular, yaşlanma ve yer çekiminin de etkisiyle sarkmakta ve üst göz kapağı üzerine baskı yaparak göz çevresi estetiğini de bozabilir. Kaşların sarkması sonucunda yüzde yorgun ve üzgün surat ifadeleri oluşmaktadır.
Sigara kullanımı,
Kötü beslenme,
Stres,
Hava kirliliği,
Cilt bakımının düzenli olarak yapılmaması,
Yaş alma,
kaşların estetik olarak düzgün görünmemesine sebep olur. Yüz felci, yüzdeki tümörler gibi hastalıklar da
kaşlarda sarkmalarına yol açabilmektedir.
Ameliyatsız Kaş Kaldırma Teknikleri
Her uygulamada olduğu gibi kaş kaldırma uygulamaları da farklı tekniklerle yapılabilir. Bu uygulamalar iki ana grupta ameliyatla kaş kaldırma ve ameliyatsız kaş kaldırma olarak anılabilir. Temel olarak bakıldığında klasik kaş kaldırma yöntemi olan endoskopik kaş kaldırma cerrahi bir yöntem olarak öne çıkarken; kaş dolgusu ve fokus ultrason ile kaş kaldırma işlemleri de cerrahi olmayan kaş kaldırma yöntemleri olarak öne çıkar. İsterseniz aşağıda bu başlıkları kısaca açıklayalım ve daha net bilgi sahibi olabilirsiniz.
Kaş Kaldırma Dolgusu
BT Dolgu kaşın doğal hareketini yapmasını engellemeyecek, kaslardaki bozulmayı en aza indirecek şekilde küçük dozlarda uygulanır. Ameliyatsız bir işlem olduğu için uygulama çok kısa olduğundan 5-10 dakika arasında tamamlanabilir. BT Dolgu uygulandıktan itibaren 7 ila 10 gün arasında sonuçlar tam olarak oturur ve 4 ila 6 ay da bir yani senede 2 kere tekrarlanması gerekmektedir.
Fokus Ultrason İle Kaş Kaldırma
Odaklanmış ses dalgaları yani ultrason enerjisi ile cildi sıkılaştırmayı ve olabildiğince yenilemeyi hedefleyen bir uygulamadır. Focus ultrason tedavisi ile ciltte herhangi bir yara izi oluşturmadan cildin 4.5 mm derinine kadar ulaşmak mümkündür. Focus ultrason ile kaş kaldırma işlem süresi 10-15 dakikadır. Uygulama sonrası işleminin etkisi %40 görülse de ortalama 3 aylık bir sürede yavaş yavaş istenilen etkiye ulaşır.
Kaş Kaldırme Ameliyatı Çeşitleri
Kaş kaldırma tekniği üç farklı yöntem ile uygulanır. Bunlar; iple asma, açık yöntem ve endoskopik uygulamalarıdır:
Endoskopik Kaş Kaldırma (Klasik Kaş Kaldırma):
Klasik kaş kaldırma ameliyatının bir diğer adı şakak germe ameliyatıdır. Şakak kısmından saçlı deri çıkarılarak o bölgede germe işlemi yapılır. Kaş saçlı deri içerisinden yukarı çekilerek istenilen şekil verilir.Hastane koşullarında genel anestezi altında yapılmaktadır. Operasyon ortalama 1–2 saat sürmektedir. Ameliyatın şekline göre hasta aynı gün veya ertesi gün taburcu edilir. 2-3 gün morluk ve şişlik görülebilir. Endoskopik kaş kaldırma yönteminde kanama ihtimali neredeyse yoktur. Doktorunuzun onayı ile taburcu olduktan 2 gün sonra banyo yapabilir, 3 gün sonra işinize dönebilirsiniz.
İp Askı İle Kaş Kaldırma
Öncelikle kaşın şekli belirlenir, lokal anestezi ile uygulanan kolay bir işlemdir. İplikler cilt altı dokuları asarak kaş kaldırma işlemi yapılır. Ciltte kesi yapılmadan sadece iğneler içinden geçirilerek uygulanan ip türleri yanında saçlı deri içinde sabitlenen ip türleri de vardır. Bu iplerin avantajı uygulamanın 3 ila 5 yıl kalıcı olmasıdır. Uygulama 15-20 dakika sürmektedir ve uygulama sonrası günlük sosyal faaliyetlerinize dönebilirsiniz.
Yüz germe, her ne kadar estetik kaygılar sebebiyle yapılan medikal bir işlem olarak algılansa da, zaman zaman tıbbi bir gereklilik olarak da karşımıza çıkar. Yaygın olarak estetik kaygılarla yapılan yüz germe operasyonlarını, günümüzde artık sadece kadınların tercih ettiğinden söz edemeyiz. Çağımız erkekleri arasında da oldukça rağbet gören yüz germe işlemleri çoklukla belirli bir yaş sonrasında yüzde baş gösteren deri gevşemeleri ve sarkmalarını toparlamak için tercih edilir. Yüz germe işlemleri için bir yaş sınırlamasından söz etmek de pek doğru değildir çünkü kişinin kendi yüzünü yaşlanmış hissetmesi ve buna mukabil yapılan muayene sonucunda yüzün dinamikliğini kaybettiğinin tespit edilmesi yeterlidir. Günümüzde çok popüler hale gelen obezite cerrahisi sonrasında da hastalar ciddi kilolar vermekte ve ciltte gelişen sarkıklıklar zayıf ve fit bir görünüme kavuşmuş bireyleri oldukça rahatsız etmektedir. Bu hastalar da yüz germe tekniklerini tercih etmektedirler. Yüz germe işlemi için illa ameliyat şart değildir. Günümüzün tercih edilen yöntemlerinden biri de yüz germe bandıdır. İnternet alışveriş siteleri veya kozmetik mağazalarından bile herkesin kolaylıkla erişebileceği yüz germe bantları mevcut halinden hoşnut olmayan kişiler tarafından sıklıkla uygulanmaktadır. Fakat görece uygun maliyetiyle tercih edilen yüz germe bantları ile yapılan uygulamaların, yalnızca geçici bir çözüm olduğunu, yaygın olarak piyasada bulunan bu ürünlerin standartlarının da tartışmalı olduğunu akıldan çıkartmamakta fayda vardır.
Ameliyatsız yüz germe mümkün müdür?
Ameliyatsız yüz germe denilince akla sadece yüz bantları gelmemelidir. “Non-invaziv” yani hastaya çok fazla girişim gerektirmeden yapılan yöntemler olarak da anılan botoks, dolgu, lazer, hücresel tedavi gibi ameliyatsız yüz germe işlemleri de seçenekler arasında bulunur. Bu noktada özellikle dikkat edilmesi gereken ise tüm bu anılan işlemlerin ehil kişiler tarafından ve hijyen gerekliliklerine sahip yerlerde, uzmanlardan tarafından yapılması zorunluluğudur. Zira bu şartlara sahip olmadan yapılan işlemlerin enfeksiyon, alerji gibi ciddi sorunlar ortaya çıkardığı da akılda tutulması gereken bir gerçektir. Kamuoyuna
da pek çok kez yansıdığı üzere bilinçsizce yapılan bu tür uygulamaların ortaya çıkardığı sorunlar, kişilerin telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşı karşıya kalmasına sebep olur. Ve yine hatırda tutulması gereken bir husus da botoks, lazer, hücresel tedavi gibi uygulamalardan kalıcı sonuçlar beklenmemesi gerektiğidir. Bu uygulamaların 6 ay ya da 1 sene gibi bir etkinliği mevcuttur. Bu süreden sonra etkinlik giderek azalarak kaybolur ve işlemin tekrarı gerekebilir.
Yüz germe ameliyatı nasıl yapılır?
Yüz germe bandı ve yüz germe amacıyla ameliyatsız, enjeksiyonla yapılan işlemler haricinde ameliyatla yüz germe işlemi de mümkündür. Kişinin mecburiyet ve / veya estetik hoşnutsuzluk sebebiyle başvurması halinde, uzman hekim tarafından yapılan muayene sonucunda deride gevşeme, sarkma tarzında deformasyonlar tespit edilmişse bu sorunları yüz germe ameliyatı ile gidermek de çok da zor değildir. Gelişen teknolojiyle birlikte gerek bu tür operasyonların maliyetlerinin düşmesi gerekse ameliyat ve sonrası sürecinin hız kazanmış olması bu yöndeki tercihleri arttırmaktadır. Ameliyat planlaması yapılırken öncelikle hastanın gençlik fotoğraflarına bakılarak yaşlanmanın nasıl gerçekleştiği, yüzün nerelerinde ve ne yönde deformasyon oluştuğu tespit edilir. Yüz germe ameliyatı ile birlikte sadece derinin gerildiği gibi bir yaygın kanı vardır. Ancak bu doğru değildir. Doğru ve başarılı sonuç verecek bir ameliyat ile sadece deri değil, tüm cilt katmanları üç boyutlu olarak şekillendirilir. Ciltte yapılan kesi ile cilt altındaki bağ dokularına, mimik kaslarına ve aşağıya doğru gevşemiş dokulara müdahale edilir. Cilt altındaki bu derin dokulara yapılan dokunuşlarla gevşemiş, sarkmış unsurlar normal bir yüzde olması gereken yerlere taşınmakta ve mevcut bozukluklar giderilmektedir. Yüz germe ameliyatlarına ilişkin akla gelen başlıca sorulardan birisi de ameliyat sonrası iz kalıp kalmayacağıdır. Yüz germe ameliyatı endoskopik yöntemlerde 1 ila 2 milimetrelik küçük kesiler ve saç içinde kalacak şekilde yapıldığı için herhangi bir iz görüntüsü söz konusu değildir. Klasik yöntemlerde ise bu kesiler kulak ön ve arkasında olduğu ve yüzün doğal çizgileri aralarına yerleştirildiği için zamanla iyileşerek görünmez hale gelir.
Yüz germe ameliyatı kalıcılık süresi ne kadardır?
Doğru bir planlama ile yapılan yüz germe ameliyatı ile hastanın yüzünde 5 ila 10 yıl arasında bir gençleştirme sonucu elde etmek son derece olasıdır. Ehil ellerde yapılacak bu tür ameliyatların etkilerinin kalıcılığı ise yüz germe bandı ve diğer yöntemlere göre ise kesinlikle daha uzundur. Normal şartlar altında bu kalıcılık süresini 10 yıl olarak telaffuz etmek mümkün olmakla birlikte sürenin esas belirleyicisinin, kişinin yaşam koşulları olduğunun altını çizmekte fayda var. Aşırı sigara ve alkol tüketimi, stresli bir yaşam tarzı, uykusuzluk, spor ve egzersizden uzak durma, yetersiz ve sorunlu yeme-içme alışkanlıkları ve belki de hepsinden önemlisi olan güneş hasarlarına karşı önlem almamak gibi faktörler 10 yıllık kalıcılık süresini
kısaltabilir. Dingin bir yaşam tarzını benimsemiş, alkol ve sigara tüketimini sınırlamış veya tamamıyla ortada kaldırmış, yetişkinler için gerekli uyku alışkanlıklarına sahip, düzenli ve yeterli beslenen, vücudumuz ihtiyacı olan asgari egzersizleri düzenli olarak yerine getiren ve güneş hasarlarına karşı kendisini koruyan kişilerde ise bu kalıcılık süresinin uzayabileceğini de belirtmek gerekir. “Bir defa ameliyat yaptırdım, artık hiç bir şey yapmama gerek yok” kolaycılığına kaçmadan, kişisel bakım gerekliliklerini yerine getirmek ve hekim kontrolünde lazer, dolgu, botoks ve benzeri küçük dokunuşlar vasıtasıyla; ameliyat sonucunda elde ettiğiniz tatmin edici görünümü mümkün olduğunca uzun tutmak mümkün olduğunca bireylerin elindedir.
Yüz germe ameliyatı sonrası süreç nasıl işler?
Bir süre öncesine kadar hastalarda yüz germe ameliyatı sonrasında yüzün çok şişeceği, moraracağı, uzun bir süre kişinin toplum içine çıkamayacağı gibi endişeler mevcuttu. Ancak günümüzde bu endişeleri taşımaya gerek kalmadı. Zira plastik cerrahi alanında gelişen teknoloji, endoskopik cerrahi yöntemler sayesinde ameliyat esnasında dokulara verilen zarar en aza indirgenmiş olduğundan, buna paralel olarak hastaların iyileşme süresi de gözle görülür biçimde hızlamıştır. Ameliyat sonrası hastanede kalma süresi genellikle bir iki gün olarak gerçekleşirken; bu süre sonunda taburcu olan hasta doğrudan günlük yaşantısına dönebilir. Şayet yüzde oluşmuş morluk ya da ödem var ise, 48 ila 72 saat aralığında şişliklerin inmeye başlaması ve ödemin ortadan kalkmaya başlamasından söz etmek mümkündür. 7 ila 10 gün sonrasında ise hasta artık işine dönebilecek hale gelecektir. Yapılan ameliyatın tam anlamıyla sonuca ulaşması ve yüzün doğal haline kavuşması için ise 1,5-2 aylık bir bekleme süresine ihtiyaç duyulur. Ameliyat sonrasına ilişkin bir diğer kaygı da yüzün alacağı yeni halin eskisinden çok farklı olacağına ilişkindir. “Çevrem tarafından tanınabilecek miyim? Ehliyet, kimlik gibi belgelerdeki fotoğraflarımdan ayırt edilebilecek miyim?” gibi kaygılar son derece yersizdir. Çünkü yapılan işlemle yüz ifadesinin esası olan kemik yapısına müdahalede bulunulmaz. Yalnızca deriye yapılan müdahale ile daha genç, daha canlı bir görünüm kazanılması sağlanır.
Yaş aldıkça cilt altı elastin ve kollajenin gevşemesi, miktarının azalması nedeniyle destek ve sıkılaştırma görevi yerine getirilemez. Zamanla kas ve yağ dokunun da sıkılığı azaltmasına bağlı olarak cildin gergin yapısı bozulur ayrıca cilt altı destek dokunun da azalmasıyla kemik dokunun dış kısmını oluşturan periost (kemik zarı) ile cilt arasındaki mesafe artar. Dolayısıyla gevşek, kendimize bir kaç beden bol gelen, yer çekiminin etkisiyle aşağı doğru sarkan bir cildimiz olmuştur artık. Bu durumu en sık olarak yüz ve boyun bölgesindeki sarkmalarda hissederiz. Boyun bölgesinde en sık rahatsız olunan noktalar; çene altında, orta hatta, gıdı bölgesinde, bazen de kulak arkasında gözlenmektedir. Yüzümüzde ise derin kırışıklıklar yanı sıra, kişiden kişiye değişmekle birlikte sıklıkla yanaklar, elmacık kemikleri ve göz kapaklarında cilt sarkmaları gözlenir. Şikayetin lokalizasyonuna göre yalnızca yüz, yalnızca boyun ya da her ikisi birden kombine şekilde germe operasyonu yapılabilir.
Operasyon Süreci: Cerrah Seçimi
Yüz ve boyun germe ameliyatında cerrah seçimi çok önemlidir. Hastalarımızın yüzü belki zaman olarak 10-15 yıl öncesine döndürülecektir fakat yaşlanma süreci devam edecektir. Bu nedenle on-onbeş yıl sonra tekrar müdahale ihtiyacı olabileceği düşüncesiyle bu geliştirilen yöntemler tekrarlanabilir olmalı ve birinin yapılması ileride bir başka yöntemin yapılmasına engel olmayacak şekilde olmalıdır.
Boyun Gerdirme Ameliyatı
Yaş almayla birlikte ciltte gevşeme, vücut metabolizmasının da yavaşlamasıyla, kilo alma, cilt altı yağ doku artışı meydana geleceğinden boyun bölgesinde kalınlaşma,ve sarkık bir boyun görüntüsüyle karşılaşılabilir. Bu durum boyun germe ameliyatı için iyi bir aday olduğunuzu göstermektedir. Kişiyi genç ve zarif gösteren boyun bölgesinin bazı durumlarda tamamen farkedilemez hale geldiği de görülebilmektedir. Cinsiyet gözetilmeksizin yapılan, erkek hastaların da yaygın bir şekilde uygulattığı boyun germe ameliyatları sonrası hastalarda belirgin bir gençleşme görülmektedir. Bu operasyon genellikle yüz germe ameliyatının devamı niteliğinde yapılsa da izole olarak boyun germe şeklinde de uygulanabilmektedir. Gıdı bölgesi derisi vücudun diğer bölgesindeki derilerden farklı olduğu için gıdı bölgesindeki yağ fazlalıklarının liposuction yöntemi ile alınması çoğu zaman çok anlamlı olmayacaktır, sonrasında boyun derisinde hiç istenmeyen sarkıklık da oluşabilmektedir (erkekler de kısmen başarılı).Boyun bölgesinde yağlanmanın olması, elastikiyetin yitirilmesi, sarkmanın oluşması ancak yüz gerdirmeye hiç ihtiyaç duymayan bir hasta için, çene altındaki doğal kıvrımlar taklit edilerek kesi oluşturulması ile boyun gerdirme operasyonu yapılır. Sigara kullanan hastaların akciğer kapasitesini artırabilmek amacıyla operasyondan birkaç hafta önce sigarayı bırakmaları önerilir. Boyun gerdirme operasyonu genel anestezi altında yapılan, tamamen ağrısız bir operasyondur. Hasta boyun altına yerleştirilecek drenlerden dolayı 2 gün hastanede yatışını yaptıktan sonra taburcu edilir. Boyun gerdirme ameliyatı sonrasında hastalarımız, çene ve boynun birbirinden ayrıldığını, çenenin belirginleşerek daha genç bir görünüme ulaşacaklardır.
Yüz ve Boyun Gerdirme
Yüz gerdirme ve boyun gerdirme tek başlarına gerekli olabildiği gibi, bazı hastalarımızda hem yüz hem de boyun deformasyonu birlikte gözlemlenir. Bu gibi durumlarda, yüz gerdirme ve boyun gerdirme operasyonları aynı ameliyat içerisinde birleştirilirler. Yüz gerdirme operasyonunda kullanılan kesiler kulak arkasından saçlı deriye doğru uzatılarak boyun derisi ve kasları yukarıya doğru çekilir, fazlalık olan deri toparlanır ve kesi kapatılır. Yüz ve boyun gerdirme operasyonunda gıdı bölgesinde yağlanmanın da bulunduğu durumlarda liposuctionda operasyonun içine dahil edilebilir.
Askılama Tekniği
Son yıllarda özel tasarlanmış askı maddeleri de yüz ve boyun estetiğinde kullanılmaya başlanmıştır. Bu askılar üzerinde dokuları tutmaya yarayacak çıkıntıları olan medikal ipliklerdir. Çok ince iğneler ile deri altına yerleştirilen askılar, dokulara tutunarak, dokuları yukarı doğru çeker ve ciltde daha gergin bir görünüm ortaya çıkarır. Bu medikal askılar doğal asitlerden oluşur ve kullanıldıktan sonra, 8-12 ay içinde deri altında erirler. Askıların eriyerek bağ dokusuna dönüşmesi sonucunda sarkmalar tekrar ortaya çıkmaya başlayacaktır. Askılama tekniği 8-12 ay içerisinde tekrarlanması gereken bir operasyondur. Askıların dışarıdan hissedilme olasılığı yoktur. 30 dk süren kısa bir operasyondur. Operasyon sonrası hasta iki saat gözetim altında tutulduktan sonra günlük yaşamına dönebilir. Askılama tekniği ile sarkmalar düzelmiş olur ancak 3 gıdı bölgesinde yağlanmaların olduğu hastalarımızda tek başına yeterli değildir.
Operasyon Sonrası
Yüz ve boyun germe operasyonu 4-5 saat süren ve tam teşekküllü hastanede genel anestezi ile yapılan bir ameliyattır. Boyun cildinin altında kan birikimini önlemek ve yara iyileşmesi kolaylaştırılması amacıyla dren yerleştirilir. Yerleştirilen dren hastamızdan bir yada iki gün sonra çıkarılır. Dren çıkarılması ile hastalarımız taburcu edilir.Ameliyat sonrası cildin yeni yerine adapte olma sürecinde hastalara bir bandaj kullanımı önerilir. Bandaj kullanımı için süre bir hafta on gün kadardır. Yüz ve boyun gerdirme ameliyatı sonunda hastalarımız daha gergin, estetik ve genç görünüme kavuşacaklardır.
Yanak Estetiği (Bişektomi) Nedir?
Yüz, bir insanla tanıştığımızda dikkatimizi çeken ilk yerdir.Alın, ağız, yanaklar, dudaklar, göz rengi ve saç ilk önce ayrı ayrı incelenmemesine rağmen, yüzün ayrılmaz bir parçası olarak yüzün güzelliğine hizmet ederler.
Yüz ve Altın Oran
İnsanların güzellik kriterleri aslında oransal organ dağılımı ve mevcut doku yüzdesi ile ilgilidir. Örneğin, kalın ve dolgun dudaklar, hafif dik burun ve tam yanaklar toplam yüzle orantılıdır, kaşlar kavislidir ve çene küçüktür. Altın oran, her organın yüzdesi ve bu değerlerle yüzün estetik uyumu olarak ifade edilebilir. Kişinin altın oranlı bir yüzü varsa, yüz bu oranla genç, çekici ve estetik olarak hoş görünüyor. Hollywood yanak estetiğinin temeli altın orana, farklı elmacık kemiklerine ve ince çene bölgesine dayanır.
Bişektomi (Bichectomy), Hollywood Estetiği Nedir?
Bişektomi, üçgen yüz operasyonu, V yüz operasyonu olarak da bilinen Hollywood yanak estetiği, kare konturlu yüzler ve aşırı miktarda yağ içeren yüzler için de sıklıkla kullanılır. Hollywood yanak estetiği için yapılan işlem başarılı sonuçlar verir. Bichectomy ve Hollywood yanak estetiği aslında operasyonun popüler adıdır. Bu işlem, dışarıdan görünür bir iz bırakmadan ağız içinde yanak bölgesinden 1 cm uzakta bulunan fazla yağ pedlerinin çıkarılmasıdır. Azaltılmış yanak hacmi, daha belirgin elmacık kemikleri ve çene için daha küçük görünüm amaçlanır.
Yanak Estetiği Ameliyatı
Yanak estetiği ameliyatı, hastanın tercihine ve genel durumuna bağlı olarak lokal anestezi veya genel anestezi altında otuz dakika içinde tamamlanan oldukça kolay bir ameliyattır. Genel olarak, cerrahın bu alandaki deneyimi çok önemlidir. Çenenin istenen şekle yeniden modellenmesi, operasyondan önce yanak üçgeninin kişisel olarak hazırlanmasına bağlıdır. Hastanın özellikle yaş, çene ve elmacık kemiği boyutları toplanacak yağ miktarının temelini oluşturur.
Yanak Estetiği Kaç Yaşından İtibaren Yapılabilir?
Yanak yağlarının 20/25 yaşından önce çıkarılması önerilmemektedir. Aşırı bir durum olmadıkça, 20 yaşından önce yağın çıkarılmaması gelecekteki sorunları önlemek için iyidir. Çünkü bu yaştaki yağ katmanlarının kalınlığı daha sonraki yıllarda azalmaya başlar, bu nedenle hastaların belirli bir yaşta olmasını öneriyoruz. Hastanın genetik özellikleri de bu prosedür için önemlidir.
Yanak Estetiği Sonrası
Yanak estetiğinden sonra ağızda küçük sütürler olacaktır. Bu nedenle ameliyattan sonraki ilk gün sıvı gıda tercih edilmelidir. Günün geç saatlerinde normal yiyecekler yenilebilir. Yanak estetiği ameliyatını izleyen ilk üç gün boyunca ağızdan durulama yapılmalıdır. Çünkü ağız içindeki dikişler mümkün olduğunca steril tutulmalıdır. Dikişlerin bir kısmı yumuşak bir dokuya sahip olduğundan, hastalar ağrı hissetmezler ve hatta bazen ağız içindeki dikişler yanak estetiği ameliyatını takip eden birkaç gün içinde çözülür, bu nedenle yanakta hissedilen hafif duyarlılık günler içinde kaybolur. Çoğu ameliyattan sonra kişiler kısa zamanda sosyal hayatlarına geri döner.
Göz kapağı estetiği tıbbi adıyla blefaroplasti, son yıllardaki en popüler estetik uygulamalar arasında yer alıyor. Yaşlanmaya bağlı olarak alt ve üst göz kapaklarında yaşanan sarkmaların yanı sıra; genetik nedenler, kazalar sonucu yaşanan travmalar ya da enfeksiyon gibi sebepler sonucu ortaya çıkan sarkmalar için de göz kapağı estetiği uygulamaları ön plana çıkıyor. Tıbbi adı blefaroplasti olan göz kapağı estetiği, alt veya üst göz kapaklarının genellikle yaşlanmaya bağlı (genetik, travma ve enfeksiyon gibi sebeplerle erken yaşta da olabilir) oluşan sarkma, torbalanma, kırışıklık artışları, üst kapak ve kaşlarda düşme, alt kapaklarda torbalanma ve çizgilenme gibi belirtilerin cerrahi olarak düzeltilmesi işleminin adıdır.
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) kimlere uygulanır?
Yaşlanmaya bağlı olarak alt ve üst göz kapaklarında sarkma sorunu yaşayanlar ya da genetik nedenler, kazalar sonucu yaşanan travmalar veya enfeksiyon gibi sebeplerle göz bölgesinde sarkma olanlar için uygulanabilmektedir.
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) nasıl yapılır?
Göz kapağı estetiği öncesi hasta değerlendirildikten sonra, üst kapak blefaroplasti için gözün doğal kıvrımlı hatlarında operasyon öncesi çizimler ve ölçümler yapılır. Kesi için bistüri veya koter adı verilen ısı ile kesi yapan cihazlar ya da özel bazı lazer teknolojileri kullanılır. Alt kapak estetiği ise alt kapak kirpik hattından veya göz kapağının iç tarafında bulunan kısımdan transkonjunktival adı verilen yöntemle yapılabilir.
Göz kapağı estetiği hakkında sık sorulan sorular
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) kalıcı mıdır?
Göz kapağı estetiği ile kapaklardaki fazlalık, özellikle cilt, bazen kas ve yağ dokuları da çıkarılır. Bu, kalıcı bir operasyondur ve etkisi 10-15 yıl kadar sürmektedir. Fakat zamanla ciltteki elastikiyetin azalmasıyla, yaşın etkisiyle, mimiklerin ve yerçekiminin etkisiyle tekrar cerrahiye ihtiyaç duyan hastalar olabilmektedir.
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) riskli midir?
Göz kapağı estetiği, bu cerrahi ile ilgilenen ve tecrübeli ellerde riskleri çok düşük olan bir operasyondur. En sık görülen etkiler; şişlik (ödem) nadiren morluk ve sızıntı şeklinde kanamalar olup, çoğunlukla geçici durumlardır. Fakat enfeksiyon, şiddetli kanama veya göz ya da görmeyi tehdit eden sorunlar da literatürde görülmüştür. Ancak çok nadir yan etkiler olup, bu tür durumlarla karşılaşma ihtimali, işin ehli kişiler tarafından yapılan, dikkatli ve özenli bir cerrahi ile ve gerekli önlemler alınması ile yok denecek kadar azdır.
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) iyileşme süreci nasıldır?
Göz kapağı estetiği sonrası ilk 3 gün kızarıklık ve şişlik meydana gelmekte ve 1 hafta içinde azalarak kaybolmaktadır. Bu dönemde geçirilmiş iyi bir cerrahi ve sonrası soğuk uygulama, şişlik kızarma ve morlukları büyük ölçüde engellemektedir. Dikişler üzerindeki bandajlar ilk 3 günden sonra kaldırılmakta, dikişler ise 1 hafta sonra alınmaktadır. Operasyondan 1 ay sonra ameliyatın izleri kaybolup, görüntü olarak en iyi hali almaktadır. Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) ameliyatından 3 gün sonra günlük rutin işlere dönülebilir.
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) ameliyatından kaç gün sonra duş alınır?
Göz kapağı estetiğinin ardından 3 gün sonra saçları ve yüzü de ıslatabilecek şekilde duş alınabilir. Ameliyat günü dahi yüze, kafaya ve göz kapaklarına su değdirmeden vücut ılık suyla yıkanabilir.
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) sonrası ne yapmalıyım?
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) sonrasında hastalar genellikle birkaç saat buz uygulama ve gözlem sonrasında taburcu olur. İlk 2 gün uyku saatleri hariç uyanık olunan saatlerde saatte 15 dakika boyunca aralıklı buz uygulaması önerilir. Buz 15 dakika aralıksız kapak üzerinde kalmak zorunda değildir, kapak soğuyup üşümeye başladığında uygulamaya aralık verilmelidir. Yatarken baş seviyesinin 1 veya 2 yastıkla yükseltilmesi önemlidir. Fazla efor gerektiren işlerden, spordan, eğilip doğrulmaktan ve çok sıcaktan uzak kalınması tavsiye edilir. İlk 48 saat sonrasında yavaş yavaş normal hayata dönülmektedir.
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) ameliyat sonrası ağrım olur mu?
Göz kapağı estetiği ameliyatı sırasında lokal anestetikler sebebiyle işlem sırasında ağrı olmamakta, ameliyat sonrası ise bir saatte genelde hafif ağrı başlamaktadır. Bu ağrı, buz uygulaması ve ağızdan alınan basit ağrı kesicilerle giderilebilmektedir.
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) hangi anestezi ile yapılmaktadır?
Göz kapağı estetiği ameliyatları büyük çoğunlukla lokal anestezi (bölgesel uyuşturma) ile yapılmaktadır. Fakat bazı özel durumlar veya hastaların isteği ile sedasyon (sedo-analjezide denilen yarı uyutma) veya genel anestezi (tam uyutma) ile de yapılabilmektedir.
Göz kapağı estetiği kaç yıl dayanır?
Göz kapağı estetiği geçici değil kalıcı bir operasyondur ve etkisi 10-15 yıl kadar sürmektedir. Fakat zamanla ciltteki elastikiyetin azalmasıyla yaşın etkisiyle, mimiklerin, yerçekiminin etkisiyle tekrar cerrahiye ihtiyaç duyulabilen durumlar olabilmektedir.
Göz altı morlukları nasıl ve neden oluşur?
Alt göz kapağımız vücudumuzda en ince ve hassa dokularımızdan biridir. Damarsal ağı çok fazladır. Alt göz kapağında çok küçük toplardamarların (venül) içerisindeki kanı yeteri kadar sirküle edemediği durumlarda kan bu damarcıkların içerisinde göllenir ve koyu bir görüntü ortaya çıkarırlar. (Bacak varisleri gibi). İşte kabaca deride görünen morluklar ve halkalar bu şekilde ortaya çıkar. Ayrıca göz altlarında pigmentasyon problemlerine bağlı da göz altı morlukları oluşabilir. Bazı kronik hastalıklar bunu tetikleyebilir.Böyle bir durumun arkasında birçok sebep olabilirken hiçbir neden bulunmayıp yapısal da olabilir. Genetik faktörler de işin içine girer. Aşırı stres, yoğun çalışma temposu, uykusuzluk, gözü yoracak işlere fazlaca maruz kalma, kullanılan bazı ilaçlar, kronik baş ağrıları veya bazı diğer hastalıklar sayılabilecek nedenler arasındadır.Bunların dışında aslında morluk ciddi bir durumda değil ama çukurluğun verdiği ışık kırılmasından da ciddi bir sorunmuş gibi görünebilir.Tedavide kullanılan yöntemleri saymadan önce yukarıda saydığım durumlara maruziyetin azaltılması göz altı morluklarının tedavisinde en etkin yöntem olacağını bilmemiz gerekir. Ancak bu tür nedenleri ne kadar istesek te elimine edemiyorsak diğer tıbbi tedavilere geçilebilir.
Göz altı morluk tedavisinde kullanılan yöntemler nelerdir?
Göz altı morlukları tedavisini kabaca 2 bölümde anlatabilirim sanıyorum. Bunlardan ilki operasyonel yöntemlerdir. Göz altlarında oldukça incelmiş ve sarkmış deri varsa göz altı morlukları daha belirgin olacaktır. Bu sarkmış cilt fazlalığının toparlanması ya da varsa göz altı torbalarının çıkarılması ya da yerlerinin değiştirilmesi ile göz altları daha sorunsuz hale gelebilir. Operasyon istemeyen hastalar (bir çok sebebi olabilir ve bu grup %80 civarındadır) için en etkin yöntemleri aşağıda sıraladım. Zaten herhangi bir sarkıklık, torbalanma, kırışıklık gibi sorunlar yok ve sadece morluk ve çukurlaşma mevcut ise ameliyatsız yöntemleri biz cerrahlar olarak daha ön planda tutuyoruz.
Göz altı morluklarında ameliyatsız çözümler:
1-Göz altı ışık dolguları
Diğer dolgulardan farklı olarak göz altı ışık dolgusu içeriğinde hyalüronik asit dışında aminoasitler, vitaminler, mineraller ve anestezik madde mevcuttur. Göz altı ışık dolgusu ucu keskin olmayan kanüllerle yanak yanından girilerek, ya da oldukça ince iğnelerle (30G-31G) direkt çukurun içine dolgu maddesi verilerek yapılır. İşlem öncesi mutlaka uyuşturucu krem sürülür ve beklenir. Dolgu mutlaka derine ( kemik üzerine) yapılmalıdır. Göz altı ışık dolgusu çoğunlukla 1 seans uygulanırken ihtiyacı fazla olan hastalarda bazen 4 hafta sonra ikinci seans yapılabilir.Göz altına yapılan dolguların ana etkisi gözaltı göz yaşı çukurunu doldurarak ışık kırıcılığını azaltmak ve görüntünün böylece daha iyi olmasını sağlamaktır. Göz altı ışık dolgularında da diğer ince yapılı dolgylardan farklı olarak bazı aminoasitler ve vitaminler mevcuttur. Bu tür maddelerde göz altı morluk tedavisinde mezoterapi etkisiyle katkı sunmaktadır.
2-Topikal Tedavi( krem vs. ürünler ile)
Normal şartlarda kullandığımız kozmetik ürünlerin cilt geçirgenlikleri düşüktür. Son yıllarda geliştirilmiş olan göz çevresine özel üretilmiş ve kullanarak cilt geçirgenliği düşürülmüş çıkarılmış kremler kullanılabilir. Tabii ki bu kremlerin içerikleri çok önemlidir. İçeriklerinde mutlaka hyaluronik asit olmalı ve cildin su çekmesini sağlayarak nemlendirmelidir. Günde 2 defa gündüz ve gece yatmadan kullanılır.
3-Mezoterapi uygulamaları
Alt göz kapağındaki toplardamarları sıkarak ve kan akışını hızlandırarak etki gösteren uygulamalardır. Çok ince iğneler (30G-31G) ile 7-15 günde bir olmak üzere 4-6 seans uygulanır. Mezoterapi içeriğinde uygulanan ürünlere göre değişiklikler olacaktır. Mutlaka hyaluronik asit gibi nem artırıcı maddeler içermeli ve bunun yanında renk açıcı bazı vitaminler ve elementler içermelidir. Göz altı ışık dolgusundan farklı olarak hacim yeteneği yoktur. Sıvısal bir üründür ve daha yüzeyel (direkt deri içerisine) yapılır.
4-Fraksiyonel Lazer ( Co2 veya erbium lazer) uygulamaları
Etkili ancak uygulaması bazen hastalara sıkıntı verdiğinden zor bir işlemdir. Lazer ışınları cildi delip alt tabakaya geçerler ve bu bölgede sıkılaşma sağlayarak kan damarlarını daraltırlar. Kollajen dokuyu indükleyip daha kalın bir cilt oluşması ile morlukları maskeleyebilirler. 2-4 seans güneşsiz mevsimlerde uygulanabilir.
5-Peeling uygulamaları
Göz altı morluklarının özellikle ağırlıklı pigmentasyon bozukluklarından kaynaklandığı durumlarda kullanılabilir. Göz altı cildimiz oldukça hassas bir doku olduğu için çok özel bir peeling sistemi uygulanır. Hangi sistemin ya da sistemlerin kullanılacağına detaylı bir muayeneden sonra karar verilmelidir ve mutlaka göz altı morluk tedavisi hekim tarafından yapılmalıdır.
Dudak Estetiği (Dudak Şekillendirme)
Yüzün estetik güzelliğinde etkin bir katkısı olan dudaklar günümüzde kıvrımları ve seksapel görünümleri ile yüz estetiğinin önemli bir odağı haline gelmişlerdir. Zarif kıvrımları ve çıkıntıları olan dudaklar kişinin cazibesini önemli ölçüde artırır. Üst dudak kıvrımlarına eros yayı denir ve bu yayın şekli pek çok estetik bilimci tarafından çok sayıda çalışmalara konu olmuştur. Genişliği, kalınlığı, inceliği ve konumu ile dudakların güzelliğin oluşmasında önemli bir yeri vardır. Yaşlanma, kalıtsal ve diğer etkilerle dudağın kırmızı rengini yitirmesi, uzama ve sarkmaların oluşması, kıvrımların yüksekliğini kaybederek yassılaşmaya başlaması estetik cerrahi yöntemlerle giderilerek dudakların çekiciliği yeniden kazandırılabilir.
Dudak estetiğinde yöntemler:
Dolgu maddesi kullanılarak,
Dudak asma,
Ağız içi kesileriyle,
Dudak dışından yapılan kesilerle gerçekleştirilen estetik müdahaleler
Dudakta Dolgularla Yapılan Estetikler
Hastanın Kendi Dokularıyla Yapılan Doldurma İşlemi (Doku Aşısı)
Dermis şeritleri: Vücudun değişik bölgelerindeki deri tabakasının altında yer alan dermis olarak isimlendirilen doku şeritleri çıkarılarak dudak içine yerleştirilmesi işlemidir. Dudak kıvrımlarının artması ve daha çekici görünüm almasını sağlayan bu yöntemde ameliyat sonrası şişlikler indikten sonra daha doğal ve çekici dudaklar ortaya çıkar. Yağ dokuları: Yağ hücreleriyle birlikte yağ dokularının konsantre olarak ince bir iğne yardımıyla dudağa enjekte edilmesidir. Hiçbir kesiye ihtiyaç duyulmaması büyük avantajdır. Uzun vadede etki için 3 aylık aralıklarla 2-3 seans yararlı olacaktır. Doku kokteyli: Dudak bölgesini doku iğneler yardımıyla derinin alt bölgelerinden çıkarılmış dermis ve zarların enjekte edilmesi yöntemidir. Dermis şeritleriyle yapılan uygulamalardan daha etkin sonuçlar vermektedir.
Yabancı Dolgu Maddeleri
Hyaluronik asit, komplikasyonu hemen hemen hiç olmayan, FDA onaylı ve doğal görünümü bozmaması nedeniyle en çok tercih edilen yabancı maddedir. Tesiri 3 ila 6 ay arasındadır. Kolojen alerjik reaksiyonlara neden olabilmesi ve beden tarafından reddedilebilen bir madde olması nedeniyle çok tercih edilmemektedir. Silikon, dudağın kalınlaşmasını sağlamakla birlikte doku içlerine doğru sızarak deri altı dokularının deforme olmasını neden olabilmesi nedeniyle daha az sıklıkta tercih edilmektedir.
Diğer Dolgu Maddeleri
Birer mucize gibi sunulan maddelerin büyük bir çoğunluğu olumsuz sonuçları nedeniyle tercih edilmemektedir.
Dudakta Kesiyle Yapılan Estetik Müdahaleler
Dudak içinden yapılan kesiler
Dudağın içine yapılan kesilerle mukoza ve dudak örtüsü ayrılmakta dudağın iç boyu kısaltılmaktadır. Dudağın terse doğru çevrilmesinin sağlandığı bu uygulamada kaslara da toplama amaçlı müdahale yapılır ve kalınlık artışı sağlanır. Bu uygulama geniş tutakların kısaltılmasına da yardımcı olmaktadır. İz bırakmamaktadır.
Dudak dışından yapılan müdahaleler
Tam dudak kenarından yapılan kesiyle dudağın kırmızı bölümü dışarı çevrilir. Dudak konturu artırılır. Eros yağı denen dudak yağ altına yapılan müdahalelerle daha kıvrımlı bir dudak yapılabilir. Nadir de olsa kesi bölgelerinde iz kalabileceği konusunda hasta bilgilendirilmelidir. Ancak bu izler kozmetik ürünlerle gizlenebilir.
Dudak şeklinin daha kolay tespit edilebilmesi kaslara müdahale ile dudağın daraltılması, imkan sağlaması, dudağı içerden burun tabanına asmak suretiyle dudağın kısaltılabilmesi özellikle dudak burun mesafesinin uzun olduğu durumlarda başarıyla uygulanabilmektedir.
Dudak İnceltme
Dudak içinden eliptik bir mukoza dokusu çıkartılmasıyla gerçekleştirilen dudağı çok kalın olan hastalarda uygulanan işlemdir.
Dudak Genişliğinin Daraltılması
Özellikle doğuştan dudak yapısında bozukluk olan hastalarda, ağızı geniş olan kişilerde uygulanan bir estetik operasyondur. Kenardan yapılan daraltma ve dikişler yardımıyla uygulanan bir işlemdir. Ancak cerrahi uygulamayla da daha fazla iz oluşabileceği ihtimali hastayla paylaşılmalıdır.
Dudak Kırışıklıklarının Düzeltilmesi
Dudak derisinin altında bulunan dokuların erimesiyle ortaya çıkan dudak kırışıklıkları, dürekli tekrarlanan mimik hareketleri sebep olduğu tramvalarla derinleşerek oluk haline dönüşebilmektedir. Eriyen dokuların yerine konması ve yüzeyden de lazer peeling uygulaması ile çok iyi sonuçlar alınabilmektedir.
Yüz Estetiği Profesyonel İşidir
Profesyonel bir yardım almak, hepsinden önce iyi bir danışmanlık hizmeti almanız için yüz estetiği konusunda bize danışabilirsiniz. Yaptırmak istediğiniz estetik ameliyatınız için, öncesinde bilgi almak için bize yazabilir, arayabilir ya da whatsapp’tan soru sorabilirsiniz.